Mısır Ezoterizminden bahsederken Maat Yasasından da bahsetmek isteriz.

“Maat” eski Mısır’ın adalet tanrıçası; Güneş’in kızıdır. “Hayat soluğu”nu temsil eder. Başında bir tavus kuşu tüyü vardır, çoğu zaman ikiz erkek kardeşi “Şu” ile işbirliği yapar. Amenofis IV, “mutlular diyarı”na göçerken, ölüleri yargılayan kurulun başkanı olan Maat’ın merhametine sığınmıştı.

“Maad” kelimesi Arapça’da “ tekrar geri dönülecek yer, öteki dünya” anlamına gelmektedir. İslam düşüncesine göre, insan aklının iki ayrı yönü vardır. Biri bu dünya yaşamını düşünür ve düzenler.

Buna  “aklı maaş” denilir. İkincisi ise, maddi hayatın dışında kalan manevi âlem ve sonsuzluğu düşünen “aklı maad”dır. Maad akıl, birtakım ilahi niteliklerle donatılmış olup, geniş konuları belli bir ölçüye kadar düşünme yeteneği vardır.

“Maat Yasası”nın eski Mısır inançlarından biri olduğunu belirtmiştik.  Buna göre evrende birleşik kaplar gibi bir denge söz konusudur. Tıpkı gece-gündüz, siyah- beyaz, sıcak-soğuk gibi karşıtlıkların birbirini dengelemesi gibi iyilik ve kötülük de ilahi adaletin terazisini dengeleyen ölçülerden biridir.

Bu nedenle eski Mısır yöneticileri, adaleti sağlama konusunda oldukça dikkatli davranmaya çalışırlardı. Çünkü ne ekilirse onun biçileceği ve iyiliğin de kötülüğün de bir gün yapana döneceğini bilirlerdi.

“Maat”  uyguladığı yasa ile yaratılan varlıklar arasında dengeyi sağlayan, her türlü etkiye bir tepki oluşturan bilinçli ve akıcı bir sistemdi.  Çünkü evrende yaratılmış bulunan her şey ruhsal düzeyde birbiriyle ilişkiliydi.

“Maat” Mısır sanatında kanatlı bir kadın olarak resmedilmiştir. Kanatlı olması onun her yere kolayca ulaşabilmesini sağlamaktadır. Bir kadın olması ise, yaratıcı ve doğurgan olmasının simgesidir.

Burada düşüncelerimiz  “Maat” kelimesi üzerinde yoğunlaşmakta. Mısırlıların kökeninin Maya’lardan geldiğini biliyoruz. Maya kelimesi halen dilimizde “Asıl, kök” olarak da kullanılmaktadır. “Mayası bozuk” deyimi, “Kökü bozuk” anlamına gelmektedir.

Maya’ların kraliçesi May aynı zamanda doğanın canlandığı Mayıs ayına da adını vermiştir. “MA” kelimesi Arapça “Su” anlamındadır. Maat’ın ikiz kardeşinin adı da  “Şu”dur. Yaşamın sudan ortaya çıktığını birçok inanç sistemi belirtmektedir.

“MU” ülkesinin de su ile yakın bağlantısı vardı. “MA” aynı zamanda çok önemli iki harfi içermektedir.  Kuran-ı Kerimin birçok suresi “Elif, Lam, Mim” harflerini zikrederek başlar.

Bunlar; “ A, L, ve M” harfleridir. Bu harflere Fenike ve Latin harfleri olarak bakacak olursak,  bunlarda gönye, pergel, üçgen sembollerini görebiliriz.  Bazı surelerde bu harflere ilave olarak “ Ra” harfi de ilave edilmiştir. Bu harflerin Allah’ın sonsuz yaratıcı gücünü simgeleyerek onun, evrenin yaratıcı tek mimarı olduğunu vurgulamak için kullanıldığını söyleyebiliriz. Bazı yazarlarda bu harflerin eski “Mu” uygarlığına gönderme yaptığını belirtmektedir.

“Ma”  başına geldiği kelimelere “birlik, beraberlik anlamı da katar. Örnek verecek olursak; maaile, maatteessüf, maşallah gibi. Bu örnekleri çoğaltacak olursak “ Maat” yasasının aslında “ Birlik yasası” olduğunu ve bu inanç çerçevesinde evrendeki her varlığın birbirinin tamamlayıcısı olduğunu anlarız.

Yaşamınızda ihmal edeceğiniz bir ayrıntı, bir gün karşınıza büyük bir sorun olarak çıkabilir.Bu bir bakıma günümüzde sözü edilen kelebek etkisi gibidir. Doğa’nın bütünlüğü hiçbir ayrıntıyı göz ardı etmez.

Tıpkı bir elinizde taşıdığınız bir yükü, diğer elinize aktarmanız gibi.  Her türlü etki, karşılık olarak bir tepkiyle yeni sonuçlar doğuracaktır. Enerjinin yok olmayıp değişime uğraması gibi.

“Maat” yasasının daha sonraları tasavvuf felsefindeki “Vahdet-i Vücut” kavramına kaynaklık ettiği de düşünülebilir. Tüm yaratılmışlar aslında yaratan varlığın bir parçasıdır dolayısıyla da kendisidir.

Tıpkı bedenimizi oluşturan milyarlarca hücrenin ortak çalışarak bize, “Ben” dedirttiği gibi… “Maat” yasası çerçevesinde de tüm varlıkların eylemleri birbirini etkilemekte,  yaşamın akışını olumlu veya olumsuz yönlendirmelere çevirmektedir.

“MA”’nın taşıdığı anlamlar insanları o kadar etki altında bırakmıştır ki, eski Mısır, Orta Doğu ve Uzak Doğuda bu sese benzer ses çıkaran hayvanlar dahi kutsal sayılmıştır. Kedilere “Mau” adının verildiğini ve eski Mısırda kutsal sayıldıklarını biliyoruz. “Malak” dediğimiz, öküz ve ineklerde birer kutsal hayvan sayılmıştır.

“Mame” kelimesi anne anlamına gelmektedir. “MA” ön ekiyle düşündüğünüz zaman siz de  bir çok ilginç  kelime bulacaksınız. Mabed, makber, mala, makara, makas, maaş, maun, mason, masa, masum, mazlum, maktul, manevi, maddi, makam vs. benim aklımıza gelen kelimelerden bir kaçı.

Eski Mısırlıların bir inanç sistemi ve Tanrıları olan  “Maat”dan yola çıkarak bazı düşünceleri sizlerle paylaşmaya çalıştık. Gördüğünüz gibi insanlığın ve düşüncenin oluşumu oldukça ilginç köklere bağlanmakta ve biz kazıdıkça yeni keşiflerde bulunmaktayız.

sunum-indir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir